16 Aralık 2015 Çarşamba

PAN || Karakter Analizi & Film Yorumu


VİZYON TARİHİ: 11 Aralık 2015

YÖNETMEN: Joe Wright
OYUNCULAR: Levi Miller, Hugh Jackman, Garrett Hedlund, Rooney Mara, Adeel Akhtar, Lewis MacDougall, Amanda Seyfried, Cara Delevingne
TÜR: Fantastik, Macera
YAPIM YILI-YERİ: 2015-ABD
IMBD:


İkinci Dünya Savaşı döneminde Londra'daki bir yetimhanede yaşayan Peter 12 yaşında bir çocuktur. Peter bir gün bir uçan gemi tarafından kaçırılır ve türlü zorluklar sonrasında kendisini Neverland adında uzak ve büyülü bir dünyada bulur. Peter burada eğlence ve tehlikenin türlü yüzüyle tanışacak ve sonunda onu kahraman olmaya itecek gerçek kaderiyle yüzleşecektir.
Kefaret, Aşk ve Gurur ve Hanna filmleriyle tanınan İngiliz yönetmen Joe Wright'ın yönetmen koltuğuna geçtiği bu yeni Peter Pan filmi, ağırlıklı olarak Blackbeard'ın gemisinde çalışan Hook ve Peter Pan’ın arkadaşlıklarının başlangıcına odaklanıyor. Filmin başrollerinde Levi Miller, Hugh Jackman ve Garrett Hedlund var. 
- Tanıtım Bülteninden-

    Yönetmenliğini Aşk ve Gurur, Kefaret, Anna Karenina, Virtüoz gibi filmlerinde yönetmenliğini yapmış başarılarını bildiğimiz Joe Wright üstlenmiş. Daima Oscar, BAFTA, Altın Küre gibi ödül törenlerinde adı geçen Wright'ın çocuk filmi çekecek olması yurtdışında pek mutlulukla karşılanmadı. Böyle bir önyargıyla yaklaşmamak gerek bence. Daha önce bir çok kez beyaz perde de izlediğimiz Peter Pan'a ayrı bir dokunuş katmış Joe Wright. Klasik bir Peter Pan filmi değil bence. Yepyeni bir bakış açısı katmışlar hepimizin bildiği Peter Pan'a. Görsel açıdan tam bir şenlik var. Çocuk filmi adı altında anılsada kesinlikle her yaşın büyük bir keyifle izleyebileceği bir film. Verilen mesajlar çok doğru ve hayatta her zaman işimize yarayacak düşünceler.

    Filmin 2. Dünya şirketinde geçmesi de ayrı bir ilginçlik katmış filme. Yetiştirme yurdunda büyüyen Peter ve onun hayalgücünün gerçeklikle kavuşmasını gördük. Korsanlarla işbirliği yapan rahibe karakteride komikti.


    Bu bir prequel (önbölüm) filmi. Bizim bildiğimiz Peter Pan'ın nasıl o hale geldiğini, karakterlerin ön hikayesini anlatıyor film. Böyle bir durumda Joe Wright herhangi bir kısıtlama altında değil ve yepyeni bir manzara çıkarmış ortaya. Karmakarışık ve yepyeni. Bize saçma ve ters gelen ne varsa kasıtlı olarak yapmış Wright ki ben bu yeni bakış açısını ve bunun altındaki düşünceyi çok beğendim. Acaba devam filmi olacak mı diye merak ediyorum şu an.  
  

                BU DUYDUĞUNUZ HİKAYELERE BENZEMİYOR ÇÜNKÜ                                BAZEN DOSTLAR DÜŞMAN OLUR DÜŞMANLARDA DOST



Oyuncu kadrosuna bakınca bile iyi bir film olucağı görülüyor. Karasakal olarak Hugh Jackman var karşımızda. Karasakalı ilk gördüğüm an kostümü çok hoşuma gitti. Gayet havalı ve filmde ki namına yakışır bir şekilde karşımıza çıktı. Peter Pan dünyasını çok bilmesemde Karasakal'ın iyi bir karakter olduğunu biliyordum ama bu filmde net kötü karakter olarak çıktı karşımıza. Peri avcısı, peri tozu uğruna koskoca bir ülkeyi yok eden, çocukları kaçırıp madende çalıştıran bir korsan. 
Karasakal'ın kurgu değil, gerçel bir korsan olduğu biliniyor. Gerçek adı Edward Teach olan ve Karasakal lakabıyla 1717 yılında ünlenmiş siyah sakallarıyla korkunç görüntüsü olan birisiymiş. Daha önce Karayip Korsanları, One Piece animesinde de yer almıştı. Karasakal karakterinin güzel bir uyarlaması olmuş bence. Karasakal ve Neverland dünyasını birleştirmek güzel bir fikir bence. Korkunç görünüşü ise kötü karakter olmak için çok uygun ki bu filmde öyle görüyoruz.  

Daha önce de dediğim gibi bu bir prequel filmi ve bu Karasakal kötü karakter. Neden kötü olduğunu da anlatmışlar bize bu filmde. Canı sıkılmış bir sabah kalkıp ben kötü olmalıyım dememiş yani. Asıl merak ettiğim şey Karasakal'ın nasıl Peter Pan'ın yanında olan iyi bir karakter haline geleceği ya da öyle bir şey olacak mı?

Ayrıca şunu da söylemek istiyorum. Karasakal'ı ilk gördüğümde içimden ''Bir Kaptan Jack Sparrow değilsin ama fikir güzel.'' dedim, hareketlerinde hafif bir Jack Sparrow havası vardı. Ayrıca kuşkuları ve zayıf noktaları da olan bir kötü karakterdi ama bunu elinde olan gücü kullanarak kapatmaya çalışıyordu.

   Bir diğer şaşırtıcı karakter ise Captain Hook yani Kaptan Kanca. Bu ismi duyduğumda ilk önce aklıma Once Upon A Time'da ki Kaptan Kanca geldi. Sonra baktım ikisi de aynı karakter zaten. Bunu geç anlamamın en büyük nedeni burada izlediğimiz Hook, Peter'in yanında duran ona yardım eden ve yoldaş olan bir karakter. Joe Wright'ın tersyüz ettiği karakterlerden biri daha. Filmde ki çoğu karakterde olduğu gibi koşulsuz iyi karakterlerden değil. Madenlerde çalıştırılmaktan ve bulma ihtimalinin çok düşük olduğu peri tozunun peşine düşmekten yorulmuştu. Kendi çıkarlarını düşünen biraz bencil de denebilecek gibiydi. Tabi bu Pan'ın yanında yer almasına engel değil. Ayrıca film boyunca aşk faktörünün de etkisiyle değişimlere uğruyor.

   Karasakal'da da dediğim gibi filmi bir devamı olacaksa Kaptan Kanca'nın da nereye gideceğini, karakterinin nasıl gelişeceğini merak ediyorum..

  Pan karakteri 12 yaşındaki Levi Miller tarafından canlandırılıyor. Yaşına göre çok iyi bir oyunculuk sergilemiş bence. Peter karakteride masallardaki gibi iyi bir tipleme değil. Bir çok yönüyle gerçek bir karakter. Geldiği ortama ayak uydurmaya çalışan ama büyüsünden etkilenen, yaşıtlarına göre daha zeki. korkuları ve umutsuzlukları olan bir çocuk. Yetimhanede büyümesi ve anne özlemi yaptığı çoğu şeyi etkileyen ve ona cesaret veren bir duygu.

 Repliklerini çok sevdim ben. Küçük bir çocuğun ağzından duyunca sizi güldüren replikler kadar ''çocuğa bak be küçük dersin ama bak neler dedi'' dedirten repliklerde vardı.

   Masallarda olduğu gibi tipleme olarak ele alınmamıştı Peter Pan. Çocuklara yardım eden hınzır bir tip değildi. Var Olmayan Ülkede olan gerçek bir çocuktu. Karasakal'la geçen bir konuşmasında ''Ben masallara inanmam.'' cümlesini kurarak ne kadar hayalperest olsa da yetimhanede büyümenin verdiği olgunluğu gördüm ben. Bunun gibi ince detaylar sayesinde iyi bir senaryoydu benim için

Peter Pan’ın ön hikayesini anlattığı için Tinkerbell’i çok göremedik ama nasıl tanıştıklarını öğrendik.  Minnacık bir parıltı gibiydi yani bildiğimiz topuzlu sarı saçlı, yeşil elbiseli Tinkerbell’i göremedik.  Tinkerbell’i göreceğimizi düşünmemiştim o yüzden adı  geçince bile cidden mutlu oldum.

Ayrıca filmin yayınlanan resmi fotoğrafları da çok hoşuma gitti burada söyleyeyim dedim. 
   

Yabancılar tarafından çok tartışılan bir karakter oldu Tiger Lily. Kitapta yerli bir Amerikalı olan Lily'nin beyaz birisi tarafından oynanması pek iyi karşılanmadı. Dediğim gibi Peter Pan dünyasıyla pek bir bağım olmadığı için bu beni pek etkilemedi. Eğer daha çok bilgim ve ilgim olsaydı belki rahatsız ederdi.
   Çoğumuzun Ejderha Dövmeli Kız filminden tanıdığımız ve ikonik kahkülleriyle bilinen Rooney Mara canlandırıyor. Oyunculuğunu çok beğendiğim biri olduğu için tabi ki burada da beğendim. Kostümleri ve makyajıyla ilgimi çeken karakterlerden biri de Lily oldu.

   Filmde tam bir görsel şölen vardı. Rengarenk sahneler, görsel efektler, savaş sahneleri. Ne ararsanız vardı. Perilere ateş edilince rengarenk toz bulutları fışkırıyordu. Bazılarına abartı ve absürd gelebilir belki ama ben bunun kasıtlı yapıldığını düşünüyorum. Ayrıca filmin soundtracki de mükemmeldi. Filmde duyduğum her bir müzik çok hoşuma gitti ve mutlu etti beni. Özellikle ilk yarıda çalan bir şarkı çok tanıdık geliyordu ama bir türlü çıkaramadım. Meğersem Nirvana'nın Smell Like Teen Spirit (üstüne tıklayarak dinleyebilirsiniz.) şarkısıymış. Korsanlar hep bir ağızdan söylüyordu cidden çok hoşuma gitmşti. Bence epic bir soundtrack olmuş. Eğer soundtrack dinlemeyi seviyorsanız kesinlikle bir göz atın derim.
  

    Bir kaç birbirinden kopuk sahne vardı bence. BU PARAGRAF BİRAZCIK SPOİLER OLABİLİR DİKKAT!! Mesela periler ülkesine gidişi ve anahtarını bulan Karasakal'ın yanında duran Lily ve Peter... Perileri bulmuş adam, her şeyi mahvedecek ve siz hiçbir şey yapmıyorsunuz ağzınızı bile açmıyorsunuz. Sonraki sahnede Karasakal'ın gemisinde bağlanmış şekilde ilerliyorlardı. Birde o kısımda ki savaş sahnelerinde fazlaca dialog vardı. Hadi be savaşsanıza diyor insan. Biraz telaşlı olunması gerekirdi sonuçta perilerin sonu gelecek diye düşündüm.

SPOİLERIMSI KISIM BİTTİ DEVAM EDEBİLİRSİNİZ^^

      Genel olarak beğendim filmi. Yönetmenin dokunuşlarıyla, olayların tersyüz edilmesiyle, senaryosuyla, renk cümbüşüyle, güzel çekimleri ve görsel başarısıyla, karakterleriyle güzel bir bütün oluşmuştu. Yukarda belirttiğim olayı sevmedim bir tek. Puanım 8/10. Hepinize tavsiye edebileceğim eğlenceli bir film. Eğer sizde izlediyseniz ya da izleyecekseniz bana düşüncelerinizi söyleyin lütfen. Siz ne düşünüyorsunuz film hakkında merak ediyorum.

  




















   

1 yorum :