23 Kasım 2015 Pazartesi

Tersyüz - Amy Harmon | Kitap Yorumu


 ''Kalp kırıklığının üstesinden gelen bir arkadaşlığın ve bilinen kalıpların dışına çıkan bir kahramanın hikayesi... Tersyüz, hepimizin içinde biraz iyiliğin biraz da kötülüğün olduğunu keşfettiğimiz modern çağın Güzel ve Çirkin'i...''
YAZAR: AMY HARMON
ÇEVİREN: ARZU ALTINANIT
ORJİNAL ADI: MAKİNG FACES
YAYINEVİ: YABANCI 
SAYFA SAYISI: 376
GOODREADS PUANI: 4.4
PUANIM: 5


Ambrose Young, ilgi çekici, yakışıklı, yapılı, kızlar tarafından beğenilen bir çocuktu. Fern ise kontrol edilemez turuncu saçları, gözlükleri ve diş tellerinin arkasına saklanmış güzelliğini fark etmeyen, yazmayı seven bir kızdı. Ta ki her şey tersyüz olana kadar. Ambrose ve Fern'in sonu ne olacaktı?

Kitap hakkında genel bir yorum yapacak olursam tek kelimeyle mükemmeldi. İlk defa Amy Harmon okudum ve bundan sonra da tüm kitaplarını düşünmeden alıp okurum. Kitabı kapattığımda içimde koca bir yük vardı. Kesinlikle hayat değiştiren ve okunması gereken modern romanlardan biri bence. Bu sene okuduğum en gerçekçi kitaptı diyebilirim. Klasik aşk romanları gibi vıcık vıcık bir aşk ya da klişe replikler yoktu. Hayatı artılarıyla, eksileriyle ve tüm gerçekleriyle anlatmıştı yazar. 


Karakterlerin her biri ayrı ayrı güzeldi. Favorilerimden biri tabi ki Bailey oldu. Bailey kas hastalığı olan bir çocuk. Fern'in kuzeni. Bu arada ufak bir uyarı, Bailey erkek :D Kitabın ilk 50 sayfası Bailey'i kız sanmıştım ve sonra erkek olduğunu öğrendim. Biraz yıkılıyor insan tabi ama cidden çok harika bir karakter. Küçük yaşta hastalığından dolayı hayatın gerçekleriyle yüzleşmiş ama yılmamış. Hayat dolu ve genel olarak mutlu biri. Tabi ki hayatın inişleri çıkışları olduğu gibi Bailey'nin de var. Üzgün olduğu, pes etmek istediği anlar olmasına rağmen hiçbir zaman pes etmeyen biri o. Tekerlekli sandalyede olmasına rağmen, kollarını kaldıramamasına rağmen hiçbir eğlenceden de geri kalmayan biri. Kendi durumuyla dalga geçmesini biliyor ve insanları iyi motive edebiliyor. Hayatta dış görünüşten çok daha kötü zorluklar olduğunu biliyor ki haklıda. Bunu her fırsatta insanlara göstermekten çekinmiyor. Kendini bazı kişilere layık görmemesi beni çok üzdü. Bailey için ağladığım sahneler oldu ama söylersem spoiler olur.


Hikayenin başlatan asıl nokta ikiz kulelerin bombolanması olayı. Kitabın gelişmesini sağlayan olay bu. Bu olay Ambrose'u derinden etkiliyor ve hayatının en iyi döneminde askere gitmeye karar veriyor. Arkadaşlarıyla askere giden Ambrose döndüğünde eski Ambrose değildi. Askerde yaşananlar Ambrose'u hem üzmüş hem depresyona sokmuştu. Kendine çok sinirli bir haldeydi, toplum içine çıkmıyordu ( bunun tek sebebi sinirli olması değil ama bunu söylemek istemiyorum okuyup görmenizi istiyorum) Tabi ki romantik bir kitap olduğu için burada devreye Fern giriyor. Ama yukarda dediğim gibi vıcık vıcık bir ilişkileri yok.
Kitapta yapılan Shakespeare alıntıları çok hoşuma gitti. Hamlet'i okumayı istiyorum şu an Tersyüz sayesinde.

Fern'i çoğu kişi kendine yakın görebilir. Çünkü gerçek bir karakter. Klişe gibi görülen özellikleri vardı tabi ki kendini çirkin görmesi gibi ama bence Fern için klişe değildi. Çoğu YA romanındaki aslında güzel olan ama kendini çirkin sanan kız karakterleri gibi değildi. Çoğumuzun lise yılında yaşadığı sıkıntıları, özgüven sıkıntılarını yaşıyor. Diş telli, gözlüklü olması çoğu lise öğrencisi gibi onu rahatsız ediyor. Kısa romanlar yazmasıysa onu ilginç yapan özelliklerdendi bence. Onu yazdığı yazılardan daha iyi anlayabildim. Özellikle yana fotoğrafını koyduğum bölüm çok etkiledi beni.

Bu sene okuduğum en etkileyici kitaptı. Kesinlikle ama kesinlikle okuyun bence. Gerçek bir hayat, gerçek bir aşk hikayesi. Kitabın son bölümünden bahsetmek istiyorum birde. Yıllar sonrasını anlatıyor kitabın son bölümü ve çok ama çok tatlı bir aile okuduk son bölümde. Hele kitabın son cümlesi öyle bir dokundu ki bana.

















0 yorum :

Yorum Gönder