30 Kasım 2015 Pazartesi

Açlık Oyunları: Alaycı Kuş Part 2 || Film Yorumu

 
    LAIDES AND GENTILMEN, WELCOME TO THE 76. HUNGER GAMES

  Herkese merhaba ^^ Başlıktanda anladığınız üzere bir film yorumuyla karşınızdayım bu sefer. Alaycı Kuş Part 2'ye cumartesi günü gittim, anca bugün girebiliyorum yorumunu. Öncelikle şunu belirtiyim ben 3D olarak gittim ve aynı zamanda altyazılıydı. Şok oldum ve acayip sevindim bunu görünce. Gerçi 3D olmasa da olur muydu? Olurdu. Öyle aman aman ''ay üstüme üstüme geliyor bunlar'' dedirticek bir şey yoktu ama sanki perdeden çıkmışlar hissi veriyordu.

   Kitapları iki sene önce arkadaşımdan okumuştum o yüzden kitapla karşılaştıramam ama her kitaptan uyarlama filmde olduğu gibi süre bana çok az geldi. 4 saat olsaydı da doya doya anlatsalardı ne güzel izlerdik. Ama tabi bu pek olası bir seçenek olmadığı için, bu kısıtlı süreye sığdırırabilen her şeyi sığdırmışlar diye düşünüyorum. Zaten oyuncuların ne kadar harika olduğunu hepimiz biliyoruz, bunu dört film boyunca izledik.

   Filmin ilk yarısında tüm duyguları hissettim. Üzüntü, sevinç, hırs... İkinci yarı daha aksiyon ve üzüntü doluydu. İzlerken olacakları bilmeme rağmen çok heyecanlıydım. Bir devir kapandı benim için. Benim için güçlü kadın karakterlerin başında gelen ve her zaman ilham alabileceğim karakteri bana tanıtan, sonuna kadar Peeta diye desteklediğim, Finnick mi Peeta mı diye düşündüğüm (millet Gale ve Peeta diye düşünür ben kendim için Finnick ve Peeta diye düşünüyorum adfsg) , ağladığım seri sanki bir kez daha bitmiş gibi hissettim.

   Mekanlar kafamda kurduğumdan bin kat daha güzeldi. Böyle güzel kitapların kötü bir prodüksiyonla harcanmadığını görmek çok
güzel. Oyunculuklardan, özel olarak beğendiğim bir kaç şeyden bahsedeyim şimdi. Peeta'nın içinde verdiği savaşı, çelişkilerini mükemmel canlandırmıştı Josh. Gerçi gözüm daha fazla Peeta sahnesi aramadı değil. Jennifer'ı, Katniss'in düşünce ve duygularını aktarmada biraz daha tutuk
buldum. Büyük ihtimalle senaryodan kaynaklıdır. Kitapta direkt olarak Katniss'in zihninden gördüğümüz için olayları bana daha yetersiz geldi filmde.


   
 
Bahsetmeden geçemeyeceğim bir diğer sahne Finnick ve Annie'nın düğünleri. Ya bu kadar mı mükemmel olur sahne olur. Tüm depresifliğin içinde herkesi bir sevinç kapladı biz izleyicilerde dahil. Orada figüran olsam da öyle dans etsem istedim hatta oturduğum yerde kendi kendime dans ettim :D Bu aşka beyaz perde de şahit olmak acayip sevindirdi beni. Bu sevinç ne kadar şiddetliyse sonrasında gelen yıkımda öyleydi. Finnick en sevdiğim karakterlerin başında gelıyor. Finnick gelecek uğrunda verilen en değerli fedakarlıklardan bence. Suzanne Collins onu öldürme kararını nasıl aldı, bununla nasıl başa çıktı bilmiyorum. Bir yazar için karakterlerin
i öldürmek zor bir iş olsa gerek. Tabi bu kitabı ve filmleri daha gerçekçi yapıyor ve hepimize amaçlarımıza ulaşmak uğruna kayıplar vereceğimizi hatırlatıyor.

   Yan karakterlerde çok güçlüydü bence. Sürekli bence bence diyip duruyorum ama kişisel fikrim olduğunu belirtmek istiyorum ki aynı fikirde olmayanlar alınmasın. Özellikle Cressida ve Tigris. İkiside mükemmel yan karakterler benim gözümde. Tigris tam canlandırdığım gibiydi bayıldım ona.

   Muttaların aniden geldiği bölümde öyle bir korktum ki cidden yerimden sıçradım. :D

   Alma Coin resmen ikinci bir Snow değil mi. Biri beyazların kralı diğeri grilerin kraliçeşi. Gizli kötü karakterlerden kendisi, sinsi kadın. O grilerin içinde çok havalı bir kötü karakter bence. Tam olarak kötü de denemez ama hayatta da öyle değil mi zaten, net kötü insan yok. Hiç kimse boşuna kötü olmaz, hepsinin bir amacı vardır. Ayrıca bu filme saçlarını çok beğendiğimi söylemeden de geçemicem Alma'cım.

 
Bu filmde pek görünmese de Effie'den bahsetmeden geçemem. Tam bir ideal Panem kadını be. İşte distopya modası budur dedirtiyor her kıyafetinde. Eğer karakterlerden biri olsaydım içinde bir parça Katniss güçlülüğü olan Effie Trinket olurdum kesinlikle. Ya şu kıyafetlere bakar mısınız, bunların tasarımından dikilmesine kadar emeği olan herkesi tebrik ediyorum hatta ayakta alkışlıyorum.


 
   Bu yazıyı da şunu diyerek bitireyim. Süpriz bir film olsa ve Peeta'nın Capitol'de tutulup işkence gördüğü dönemi anlatsa ne güzel olur. Bir saatlik bir film olsa bile yeter bana. Siz ne dersiniz? Böyle bir film olsa izler misiniz?

   Birde bu filmin çok güzel bir soundtrackı var. Özellikle isimleri çok hoşuma gitti. Onu da dinlemek için buraya tık tık. :)
 
   Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

 

0 yorum :

Yorum Gönder